Muhyî
Bir şehirdi, zayıf ümidi kesmiş
Köle hürriyetten, fakir servetten
Kadın değerinden, kız merhametten
Ezilen alt sınıf, ümidi kesmiş.
Zayıf, dayanaksız, ümitsiz kalmış.
Kime güvenecek, ezen zengine?
Kendine güvense, kurtulur yine,
Aşağılık hissi kalbe kök salmış
Güçlü de emniyet içinde değil,
Sayı yarışına dahil ölüler,
Düzeni kuran da cahil ölüler,
İster tek güç olmak, ‘karşımda eğil’.
Dostun kuyusunu dostu kazardı,
Harp bitmedi, Mekke böyle olalı,
Bir kazanç zamanı harbi molalı,
Güvenmeli tacir, malum pazardı.
İmanla emniyet, ümit, güven var,
İman ile yeis aynı kefede?
Olmaz iki düşman aynı cephede,
Zayıflar dik durur, bilir seven var.
Şehre beklediği o emin geldi,
Zayıflar özlenen güce dayandı,
O’na karşı kalpte güven uyandı,
Bataklığa sağlam bir zemin geldi
Yükünü taşıyan kul azalınca,
Asalaklar korktu, birleşti hemen,
Dertleri değildi ‘Allah bir’ demen,
Kolay lokmaları yedi azgınca.
Hamza(r.a)’ya kimsenin dili varmadı,
Elleri böğründe kaldılar öyle,
İşkence ettiler bulunca köle,
Kabile güçlüyse, fiske vurmadı.
Ebu Fukeyhe bir korku yaşattı,
‘Dik durmasının O müsebbibi’,
Kim cesaret etse, Kureyş rakibi,
Kabileler birer gençle kuşattı.
Zamanı gelmişti cephe açmanın,
Birleşen müşriki dağıtmak için,
‘Yek vücut İslam’ı kolaysa geçin’,
Bu düşünce işte aslı ‘kaçmanın’(!).
‘Korkma Ebubekir, Allah bizimle’
Rabbe İman eden artık emindi.
Sözünü anlayan birden yekindi,
Mücadele etti cahid azimle.
Ali (r.a), Ömer(r.a), Osman(r.a) asla korkmadı
Korkar oldu Hakk’a kafa tutanlar
Korktu kölesinden o korkutanlar
Güven aşıladı ‘Muhammed(s.a.v.) ‘adı
Yine korkuyoruz, O’nu bırakalı
Yağmuru bekliyor sararmış ekin.
Kalkamam sanıyor, denmezse ‘yekin’
Ya Muhyi, aşikar insanın hali!
‘Korkma’ sancağıyla başlasın akın.
‘Korkma’ dedi Akif kutlu Asım’a
Olmayı bekliyor iller Asıma
‘Belki yarın, belki yarından yakın’
#Mülhim sf. 93-95
Yusuf ÖZCAN